Çalışanı Mutlu Etmek
Hepimiz çalışma hayatında mutlu olmak isteriz. İşe giderken ayaklarımızın geri geri gitmesini değil, neşeyle, yapılacak işleri planlayarak, çıkacak güzel sonuçlara odaklanarak çalışmak isteriz. Böyle bir çalışma ortamını isteriz.
Peki sizce mutlu bir çalışma ortamı için ne yapılabilir?
En etkili motivasyonun “bir gülümseme” olduğunu biliyor muydunuz?
Gelelim konumuza, iş hayatında mutluluğun sırrı nedir? Bu konuyla ilgili çok şeyler yazıldı, söylendi, farklı yorumlar yapıldı, Ancak herkesin ortak düşünceleri ışığındaki istatiksel veriler ile kendi düşüncelerimi ve gözlemlerimi sizlerle paylaşma istiyorum.
1-Fikirlerinin Dinleniyor Olması: Bir iş yapmadan önce çalışanın fikrini almak çalışanı mutlu ediyor. Fikirlerine değer verilmesi, kendini özel hissetmesine neden oluyor. Tabi fikir vermek için bilgi şart. Bunun içinde personel kendisini geliştirmek istiyor. Araştırmaya öğrenmeye gayret ediyor, kendini yeniliyor. Gelişime ve değişime ayak uyduruyor. Kendini geliştirdikçe özgüveni artıyor ve bilgisini kuruluşu ile paylaşıp hele birde fikirleri hayata geçince mutluluk paha biçilemez oluyor.
2-Hedef için Çalışmak: Çalışan hedefini bilmek istiyor. Çünkü Üst yönetimin kuruluşun geleceği için belirlediği hedeflerin ne olduğunu ve kendi yaptıkları işin bu hedefin neresinde durduğunu bilmek istiyor. Tabi burada personelin görev tanımı çok önemli. Kurum içi prosedürler, yazılı talimatlar personelin yaptığı işe referans oluyor.
3-Objektif Performans Takibi: Şüphesiz her çalışan performans hedefi, performans geribildirimi ister. Bireysel hedefleri belirlerken ölçülebilir hedefler olması çok önemli. Tabi iş hayatında her zaman somut hedefler olmayabiliyor. Performans hedefine ulaşmak için en önemlisi çalışana yöneticisi tarafından rehber olmak çok etkili. Performans hedefine ulaşırken yapılması gerekenler, izlenecek stratejiler, eksik yönler, güçlü yönler, personelin durumu hakkında geribildirim çok önemli bir motivasyon kaynağı. Aynı zamanda çalışan- yöneticisi arasındaki de bağı güçlendiriyor. Yönetici çalışanına karşı performans karnesi oluşturmalı ve bu karne mutlaka personele verilmelidir. Örneğin yılda 2 kez performans değerlendirme puanı veriliyor ise, karnelerin(toplantıların) aylık yapılması objektif çıktıların olmasına ve performans hedeflerine ulaşmasına yol açacaktır.
4- Yetki ve Sorumluluğun artması. Çalışanlar bilgi, beceri ve tecrübesi arttıkça daha fazla sorumluluk ve yetki almak isteyecektir, çok yetki daha fazla konuyu kendi karar verme yetkileri içinde gerçekleştirmek ister. Yöneticiler çalışanlarına ara dönemlerde hangi konularda daha fazla yetki sahibi olmasını istediğini sorarak, kontrol edilebilir şekilde yetki devri yapabilir. Burada kontrol edilebilir olmak çok önemlidir. Çalışanlarınıza verdiğiniz yetkileri nasıl kullandığını gösteren raporlamalara ihtiyaç vardır. Bu raporlar çalışanın da kendini kontrol etmesini sağlayacaktır. Özellikle yetki devrinin ilk dönemlerinde bu tür kontroller geçiş sürecini kolaylaştıracaktır. Eğer personele yetki ve karar vermesi için yetki verilemiyor ise iş zenginleştirme ile sorumluluklarını arttırabilir ve personelin motivasyonunu sağlayabilirsiniz.
5-Çalışma metodunda özerk olma: Çalışanlar, kendileri için en verimli çalışma metodunu kendilerinin bulmasını istiyor. Her bireyin tarzı farklı ve alıştıkları tarza göre çalışmak bireysel verimliliğe büyük katkı sağlıyor. Katı kurallar yerine daha esnek ve personelin kendi çalışma prensibini kendisinin oluşturulmasına izin verilmelidir. Siz ondan sonuç ve geribildirim isteyin. Örneğin farklı raporlama sistemi, farklı yazılım sistemi hatta esnek mesai sistemi personele sağlanmalıdır. Hele hele günümüzdeki genç kuşak çalışanları bu alternatifleri istiyor. Biz yöneticilerin görevi personel verimliliği ve iş çıktısı ise dolayısıyla başta bizim esnek olmamız şart.
6-Sevgi: Daha birkaç yıla kadar “Kimse kimseyi sevmek zorunda değil, Saygı duymak zorunda.” Bu söz artık tarih oldu. Sevgi olmadan saygı olmaz. İş hayatında sever, sevilirseniz başarı artar, şirket bağlılığı, takım çalışması, motivasyon, kar hepsi artar. Çok basit düşünelim. Herkes işyerinde pozitif bir ortam, üzüldüğünde üzülen, güldüğünde gülen bir ekip ister.
7- Her durumda Dürüst olmak ve Açık Sözlü olmak: Herkes işyerinde dürüst ve açık sözlü insanlarla çalışma istiyor. Rol yapmayan, Politik olmayan, iyi niyetli, Zeki, başarı odaklı kişiler iş hayatında daima başarı elde ederler ve hep kazanırlar. Ayak kaydırma oyunlarına girip kendini o oyunun içinde bulanları hepimiz görmüş ve yaşamışızdır. Çünkü yüce Rabbimiz her şeyi görür ve Hakk eninde sonunda doğruyu gösterir. Bir başkasının açığını aramak, bir başkasının başarısına dil uzatarak onun imajını sarsmak için fitnelik yapmak yerine, siz ondan bir adım daha öne geçmek için çabalayın Çalışın, bu şekilde parlayın. Bu tür durumlarda en önemli görev yöneticiye düşüyor. Bu tür olaylara fırsat vermemesi, kurum kültürünü iyilikle oluşturması gerekiyor. İşyerindeki pozitif atmosfer daima personeli mutlu eder.
8-Ödül Sistemi: Çalışanın maddi ve manevi olarak ödüllendirmek en etkili motivasyon yöntemidir. Ulusal ve uluslararası kurumsal firmalar ödül sistemine çok değer verirler.
9- Göz teması kurmak: Şöyle bir düşünün. En sevdiğiniz insanlarla konuşurken gözlerinin içine bakar, ona doğru eğiliriz. İş hayatında göz teması kurmamak “seni sevmiyorum, hoşlanmıyorum, sana değer vermiyorum, sana kızgınım, sana kırgınım” gibi duyguları barındırır. Sorun her ne ise konuşarak bunu mutlaka çözebilirsiniz. Açık iletişim her zaman avantajdır.
10-Maddi olanak: Geçtiğimiz yıllarda çalışanları mutlu etmek için maddi olanaklar ön planda iken hayat şartlarına göre bir maaş birçok kişi için yeterli oluyor. Ancak personel kuruluşunun başarısı için ekstra çaba harcıyorsa; bir fikir, bir yenilik üretiyorsa, karlılık ve verimlilik için gayretlerini somut verilerle ortaya koyabiliyorsa bu çalışmasının karşılığını ek bir prim ya da ücretle almak istiyor. Burada aslında mesele ücret değil. Emek ve gayretinin diğerlerinden farklı olduğunu anlamak. Bir nevi “değer” hissidir. Çalışanınıza değer verdiğiniz, gözlerinin içine baktığınız anların artması dileğiyle. saygı ve sevgilerimle Gonca Elibol