Kalkınmanın Kilidi Lojistik Sektörü
Küreselleşme, dijital dönüşüm, müşteri talepleri gibi faktörler, şirketlerin üretim ve hizmet modellerini değiştirmesini zorunlu kılıyor. Global değişimleri iş sistemlerine entegre edebilen ve yeniliklere uyum sağlayan şirketler, rekabet gücünü elinde tutabiliyor. Ancak günümüz şartlarında bu etkenler, şirketlerin başarılı olabilmesi için tek başına yeterli değil. Çünkü şirketler, ne kadar iyi üretim yaparsa yapsın, müşteriye ulaşma noktasında yetersiz kalıyorsa başarılı olması çok zor.
Bu nedenle şirketlerin hedefi tutturabilmesi, ürünün tüketiciye ulaşabilmesi için en kilit rolü "lojistik sektörü" üstleniyor.
Lojistik, tüm sektörler için etle tırnak gibi ve lokomotif göreve sahip. Dolayısıyla lojistik sektörünün güçlü olması ve ihtiyaca cevap vermesi kaldıraç olacaktır. Son dönemde pandemi ile birlikte e-ticarete ihtiyacın artması, lojistiğin önemini sadece şirketler tarafında değil, tüketici açısından da önemini gün yüzüne çıkardı.
21. yüzyılın en önemli üç sektöründen biri olan lojistik sektörü, her geçen gün daha fazla ilgi çekiyor. Bu sektör, üretimin alt yapısı olması nedeniyle ekonomik büyümeye direkt etki ediyor.
TAŞIMACILIĞIN GELİŞMESİ
Dünya Bankası'nın araştırmalarına göre, lojistik sektörüne ağırlık veren ve yatırımlarını artıran ülkelerin GSMH'nın yükseldiği verilerde de görülüyor. Zaten Lojistik Performans Endeksi raporlarına göre, Avrupa Birliği ülkelerinin lojistiğe yaptığı yatırımlar, onların lojistik üssü olmalarını doğruluyor. Ülkemizin jeopolitik konumu, 'Bir Kuşak Bir Yol Projesi'nin orta koridorunda bulunması, kısacası içinde bulunduğu tüm fırsatlara bakıldığında, lojistik sektörüne yapılacak olan yatırımlar, gelecekte tüm sektörlerin aynı anda gelişmesine katkı sunacak ve ülkemizi kalkındıracaktır. Özellikle taşımacılığın geliştirilmesi, hızlı ve şeffaf teslimatın gerçekleştirilmesi, ürün güvenliğinin korunması, müşteri memnuniyetinin sağlaması, inovatif çalışmaların ortaya çıkması ve teknoloji tabanlı sistemlerin kurulması çok önemli.
Lojistik sektöründe başarı ivmesi yakalayan firmalara bir örnek vermek gerekirse MNG Kargo'nun faaliyetlerine göz atabiliriz. Bu anlamda ülkemizin önemli kuruluşlarından olan bu firma, yenilikçi stratejileri ve milli gelire katkı sağlama politikalarıyla önemli çalışmalar yürütüyor.
Şirketin son iki yılda aktarma merkezlerine ve IT altyapısına yaptığı yatırımlarla günlük işlem kapasitesini 700 bin adetlere çıkarması ve 2021 yılında teknolojik ve inovatif süreçler için 70 milyon TL kaynak ayırması, ülkemizin ekonomik gelişmesi adına sevindirici. Öte yandan e-ticaret kargolarının teslimat süresini daha da kısaltmak amacıyla bölgesel Küçük Aktarma Merkezleri (HUB) kuran şirket, yıls onuna kadar HUB'ları 45'e çıkarmayı planlıyor.
GİRİŞİMCİ KURYE MODELİ
Ayrıca sektörde öncü oldukları Girişimci Kurye modeli (GK) ile hali hazırda 700 olan GK sayısının yıl sonuna kadar 1000'i aşması planlanmakta. Bu model ile teslimat süresini daha da kısaltmayı, sahadaki verimliliği ve müşteri memnuniyetini artırmayı hedefliyorlar. Müşteri odaklı yaklaşım prensibiyle 2021 yılını "kalite" yılı ilan eden şirketin, müşteri memnuniyet anket sonuçları ise yüzde 90'nın üzerine çıkmış durumda. Yapay zeka ve teknolojik yatırımlara ağırlık veren şirketin yakın zamanda devreye alacağı rota optimizasyonu uygulaması da, hızlı teslimatın yanı sıra daha az karbon emisyonu salınımı yaparak 'çevre dostu' dağıtım yapmayı hedefliyor. KOBİ'lerin yanında yer almayı sorumluluk kabul eden şirket, pandemiden etkilenen firmaların kargo maliyetini düşürmek ve destek olmak amacıyla da KOBİ Vitamin Destek Paketi projesini oluşturmuş.
Lojistik sektörünün geleceği ve ülke ekonomisine kazanımlarına bakıldığında, bu rol model çalışmaların artması önemli.
Kaynak: Gonca Elibol Yeni Asır Köşe yazısı