Loading

Su Ürünlerinde Önümüzü Açmalıyız

Birleşmiş Milletler'e göre dünya nüfusunun 2050'li yıllarda 12-13 milyara ulaşacağı ve gelecek 20 yılda hayvansal protein talebinin yüzde 20'sinin balıklardan karşılanacağı belirtiliyor. FAO (BM Gıda ve Tarım Örgütü) ve OECD tarafından hazırlanan 2011-2020 Tarımsal Bakış raporuna göre gelecekte su ürünleri üretiminin çoğunluğunun yetiştiricilikten karşılanması öngörülüyor. Çünkü balıkçılık iklim şartları ve doğal kaynakların seyrine bağlı olduğundan belirsizlik hakim.
8333 km'lik kıyı şeridine sahip olmamız, 177.714 km uzunluğundaki akarsularımızın toplam iç su kaynaklarının yüzeyinin 25 milyon hektar tarım arazisine denk gelmesi, Ege, Marmara, Karadeniz ve Akdeniz'in biyoçeşitliliği, ülkemiz kapasitesinin güçlü olduğunu gösteriyor.

TÜKETİMİMİZ YETERSİZ

Avrupa ülkelerine göre gırgır balıkçılığında önde olan ülkemiz, 2013 itibariyle de dünyanın en büyük çipuralevrek üreticisi ve ihracatçısı konumuna ulaşmıştır. TUİK verilerine göre 2017 yılında üretim avcılıkta 354.318 ton, yetiştiricilikte 360.820 tondur. İhracat ise 156.681 tondur.
Bu verilere rağmen şaşırtıcıdır ki, Türkiye'de kişi başına düşen balık tüketimi TUİK 2017 verilerine göre 5.49 kg civarıdır. Bu rakam AB ülkelerinin ve gelişmekte olan ülkelerin çok gerisindedir. AB ülkelerinde ortalama su ürünleri tüketimi 23.1 kg ile 18.9 dünya ortalamasının üzerindedir.

BAKAN'A RAPOR VERİLDİ

Geçtiğimiz hafta İzmir Ticaret Odası'nın avcı ve yetiştirici firmalar, üniversiteler ve kamu kuruluşlarının katılımıyla sektör paydaşlarının bir araya geldiği Balıkçılık ve Su Ürünleri Çalıştayı'nda sektörün sorunları ve çözüm önerileri dile getirildi.
Su ürünleri sektörünün 2023'te yüzde 25 olan AB pazar payını yüzde 35'e yükseltmeyi, kişi başı tüketimi yılda 15 kilograma ve dünyadaki pazar payını 3 katına çıkarmayı hedeflediklerini belirten İZTO Başkanı Mahmut Özgener; balıkçılık sigortası, balıkçılıkta çalışanların sosyal güvencelerinin sağlanması, avcılık balıklarında uygulanan KDV'nin yüzde 1'e indirilmesi, üretim miktarının artırılması, sektörün tek bir yasal çatı altında toplanması, su ürünleri OSB lojistik bölgelerinin oluşturulması, tüketimin özendirilmesi gibi maddelere dikkat çekti.
Tüm sektör sorunlarının Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli'ye raporlandığını dile getiren İzmir Balık Hali Başkanı ve İZTO Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Şahin Çakan, 'sektörün en büyük ihtiyacı olan 1971 tarihli 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunun revize edilmesi ile sektörün yüzde 50 rahatlayacağını' belirtiyor.

SORUNLARA ÇÖZÜM ŞART

Boşaltım liman sorunlarının çözümlenmesi, balıkçı barınaklarının ve kooperatiflerin çoğalması, iskelelerin artması, kültür balıkçılığının üretim sürecindeki risk faktörlerini ortadan kaldırıcı araştırma laboratuvarlarının kurulması, Ar-Ge yatırımlarına ağırlık verilmesi, teşviklerin artırılması, kaçak avcılığın önlenmesi adına denetimlerin artırılması ve cezai yaptırımların ağırlaştırılması gibi hamlelerle ülkemiz su ürünlerinde çok daha iyi konuma geçecektir. Balık alırken tüketicinin de yasal boy sınırlarına dikkat etmesi, gerektiğinde satıcıyı uyarması ,sürdürülebilir avcılığın devamı adına ve balık popilasyonlarının büyümesi için çok önemlidir.

BEREKETİMİZ ARTACAK

İstihdama katkısında, cari açığı önlemede, ekonomik kalkınmada önemli rolü olan su ürünleri sektörü dünya pazarlarında konumlanmayı başarmıştır. Mevcut sorunların çözümlenip beklentiler karşılandığında ülkemiz potansiyelini kullanacak, 'vira bismillah' diyen üreticiler bereketini daha da yaşatacaktır.

Kaynak: Gonca Elibol Yeni Asır Köşe Yazarı

paylaş