Türk'üm Doğruyum Çalışkanım
Türküm, doğruyum, çalışkanım, İlkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak,yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım, Türk varlığına armağan olsun. “Ne mutlu Türküm diyene!” Ben ilkokulda ve ortaokulda her sabah bu satırlarla derse başlardım.Gururlanırdım, tıpkı İstiklal Marşımızı okur gibi gözlerim dolardı.Heyecanlanırdım,çok güzel duygular hissederdim. Şuan düşünüyorum da, insanın evladı olunca bu satırlar daha anlamlı geliyor, manası daha etkileyici oluyor. Bir anne ve babanın hayali bu satırları yerine getiren bir evladının olması en büyük hedefidir.Bundan daha güzel bir gaye olabilir mi ki? Yıllar önce bu satırlara ne güzel hayat vermiş Reşit Galip. Maalesef ki bu kadar anlamlı sözlerden rahatsız olan insanlar oldu. Türkiye topraklarında yaşayan ve bu güzel satırlardan rahatsız olan insanlara sormak istiyorum. 1982 Anayasamıza göre Türkiye Topraklarında yaşayan herkes Türk Vatandaşı sayılmıyor mu? Bayrağımız al yıldız değil mi? Rahatsız olduğunuz kısım "Ne Mutlu Türküm Diyene" cümlesi mi? Anayasamıza göre Türkiye'de yaşayan herkes eşit değil mi? Atalarımız vatanımız için birlik beraberlikle, el ele verip, kıran kırana savaşmadı mı? Kurtuluş Savaşı, Çanakkale Savaşında Türkiye'nin dört bir tarafından şehitlerimiz olmadı mı? Peki halen neyin eleştirisi bu, neyin ayrımcılığı? Gelelim diğer meseleye.2 gündür çok rahatsız olduğum bir konu var.Karşıyaka'daki Atakent Erdoğan Kibarer Ortaokul Müdürünün Andımız okumak isteyen öğrencilerine verdiği o akıl almaz tepkiye. Hocam bu çocuklar ne yaptı? Hakaret mi etti, küfür mü etti? Dersi engelleyen eylem mi yaptı? Ayrıca çok mu gücüne gitti "Türküm,doğruyum çalışkanım. İlkem küçüklerimi korumak,büyüklerimi saymak, yurdumu milletimi özümden çok sevmektir" ... demesi Kabul edemediğim bir husus daha var? Bu çocuklara nasıl bu kadar bağırırsınız. Siz bir "eğitimci "değil misiniz? Nerde kaldı çocuklara model olmak, mentor olmak, onlara ufuk açmak? Siz mi yapacaksınız bunu? O içinizin öfkesi ve kin kusar gibi "Kendinize gelin. Talimat almadan ne yapıyorsunuz. Talimat mı aldın? Dingonun ahırı mı burası? Devletin kurumunun işleyişini kimse bozamaz" dediğiniz o beden diliniz ses tonunuz. Hocam karşınızdaki evladınız sayılmalı, düşmanınız değil. Bir eğitimci olarak size hiç yakıştıramadım hocam hem de hiç... Maalesef ki, andımızın okullarda okutulmadığını hepimiz biliyoruz. "Aman Devlet büyükleri duymasın! Atakent Erdoğan Kibarer Ortaokul Müdürü Andımız okunmasına izin verdi derler" Hocam "Makamlar gelip geçer, İnsanlık bakidir". Bu davranışınızla tarih sizi hep kötü hatırlayacak. Çocuklara gösterdiğiniz tepki, konuştuğunuz o cümleler bir eğitimciye hiç yakışmadı. İçinizin dışarıya yansıyan öfkesine bakınca ben bu durumu "korkuya" bağlıyorum. Bu davranışlar endişe ve korkunun ta kendisi. Neden biliyor musunuz? Liyakatla gelmediniz, liyakatsızlığınızla gideceğiniz için... Rabbim çocuklarımıza mesleğini seven öğretmenler nasip etsin.