Loading

Yapay zeka, kuantum bilgisayarlar ve Türkiye’nin geleceği

Dünya yapay zeka teknolojisi ile her geçen gün çığır açıyor. Kariyerine başladığı yıllarda "bir gün dünyada herkesin bilgisayarı olacak" diyen Bill Gates, şimdilerde yapay zeka teknolojisine yönelik kayda değer açıklamalar yapıyor. Gates, "2030'lu yıllarda öğretmenlerin ve doktorların işini yapay zeka yapacak" diyor. Ayrıca yapay zekanın 2035 yılı itibarıyla insanın çalışma hayatındaki egemenliğinin sona ereceğini öne sürüyor. Son birkaç yıldır yapay zeka teknolojisi çok hızlı gelişiyor. İnsan beyninin okudukça geliştiği gibi, makine öğrenimi de çok daha hızlı ilerliyor. Metin özetleme, kod yazma, içerik oluşturma, görsel ve ses üretimi gibi alanlardaki hızlı büyüme, dünyada daha önce öngörülmemiş bir şekilde bilgiye erişimi kolaylaştırıyor.
Örneğin ChatGPT-4'ün çoklu modalite yani metin ve görsel girdileri işleme becerisine yenilikler ekleniyor. Bu tür projelerin açık kaynak olarak paylaşılması da sektördeki inovasyonu destekliyor.
Elbette bu hızlı dönüşümler, etik ve hukuki sorunları da beraberinde getiriyor.
Doğruluk, veri gizliliği, telif hakları gibi konular tartışılıyor. Bu alanlarda eksikler çok ve yapılması gereken çok çalışma var.

YERLİ VE MİLLİ SİSTEM
Dünya genelinde yasalar henüz yeterli değil. Dünyanın ilk "Yapay Zeka Yasası" AB üyesi ülkeler tarafından 1 Ağustos 2024 tarihinde yürürlüğe girdi. Belirlenen kurallar, 27 AB üye ülkesinde aşamalı olarak yürürlüğe girecek, ancak uygulamaya yönelik pek çok boşluk, belirsizlik ve çelişkiler olduğu belirtiliyor. Türkiye'de Ulusal Yapay Zeka Stratejisi (2021-2025) kapsamında hem kamu hem de özel sektör dijital dönüşümde ivme kazandırıyor. Pek çok teknoloji şirketi önemli çalışmalar yürütüyor. Bankalar, telekom şirketleri, e-ticaret şirketleri, müşteri etkileşim kanallarına yapay zeka tabanlı teknolojileri kullanıyor.
Ancak ChatGPT ölçeğinde ulusal bir modelimiz henüz yok. Yürütülen çalışmalar var, bu alanda dünyada söz sahibi olma vizyonunda olursak elbette yerli ve milli bir sistemimiz olabilir. Yeri gelmişken belirtmek isterim, Türkiye'de kullanıcıların ChatGPT kullanırken çok dikkatli olması gerekir. Çünkü pek çok şirketin ve kamunun gizli ve özel bilgilerinin buraya aktarılması sakınca doğurabilir. Ülkemize has bilgilerin, dış güçler tarafından kötü niyete çevrilmesi mümkün olabilir. Diğer taraftan, bilginin doğrulanmadan kullanılması, gençlerin kolay yoldan bilgiye erişme isteği, çok yönlü araştırma yapmadan sonuç çıkarma isteği de farklı sorunlar doğurabilir.
Dikkatli, teyitli, verili, yasal hususlara önem göstermek ve temkinli olmak gerekebilir.

ŞİFRELEME BİLİMİNDE DEVRİM
Dünyanın geleceği için devrim kabul edilen bir diğer teknoloji ise "Kuantum Bilgisayarlar". Kuantum teknolojiler henüz küresel ölçekte "yarışın başında" bir alan olarak nitelendiriliyor. IBM, Google, Microsoft, NSA, NASA, bu alana yatırımlar yapıyor ve prototip sistemleri bulunuyor. Alanın uzmanlarından Peter W. Shor'un 1994 yılında yaptığı bir yorumunda 232 basamaklı bir sayıyı asal çarpana ayırmanın 1500 yıl süreceğini, fakat kuantum bilgisayar ile bir günde hesaplanabileceğini belirtti. Şifreleme bilimini kökünden değiştirecek bir teknoloji. Türkiye'de kuantum bilgisayar girişimleri 2024 kasım ayında ASELSAN ile TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'nin (TOBB ETÜ) işbirliği ile QuanT başladı. Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, Türkiye'nin önemli kurumlarının kuantum alanında çalıştığına işaret ederek, 2035 yılında kuantum teknolojilerinin pazar büyüklüğünün 2 trilyon dolar olmasının öngörüldüğünü söyledi. Ulusal Yapay Zeka Stratejisi ve ASELSAN-TOBB ETÜ kuantum bilgisayar projesi, bir devrim niteliğinde. Rekabetçi yapay zeka uygulamaları geliştirmek uzun vadede kuantum avantajını yakalamak, doğru işbirlikleri ve kararlı stratejilerle hayata geçiyor. Ülkemizin her açıdan kendine yeten bir ülke olması, "Dünyaya model bir Türkiye" olması, bilgiye, bilime, çağın ilerisini gören bir vizyona ve insan odaklı bir yaklaşım ile mümkün olacaktır.

Kaynak: Gonca Elibol Yeni Asır Köşe Yazısı

paylaş